Türkiye’de son vakitlerde ekonomik nedenlere bağlı olarak yurt dışına yapılan beyin göçünde önemli bir artış gözleniyor. Bilhassa hekim ve mühendislerin yurt dışına gitmeyi tercih etmeleriyle ilgili tartışmalar sürerken; bu beyin göçü dalgasına avukatlar da eklendi.
TKH Genel Lideri Avukat Aysel Tekerek, ANKA Haber Ajansı’ndan Fahrettin Öztürk‘e yaptığı değerlendirmede, avukatların yurt dışına göç etmeleriyle ilgili şunları söyledi:
“Bugün artık ülkemizde yalnızca doktorlar, mühendisler değil avukatlar da geleceklerini diğer bir ülkede aramaya başladılar. Ve sayıları giderek fazla olmaya başladı bu örneklerin. Bizce avukatların bugün ülkeden göç etmelerinin iki ana nedeni var.
“BİRİNCİSİ AKP’NİN 20 YILLIK İKTİDARINDA KENDİ HUKUKUNU TESİS ETMESİ: Birincisi AKP’nin 20 yıllık iktidarında kendi hukukunu tesis etmiş olması. Yani bir AKP hukuku tesis etmiş olması. Bunun sonucu elbette ki adaletsizlik, elbette ki hukuksuzluk ancak tıpkı vakitte bu hukuksuzluğun kendini var ettiği şey bir AKP hukuku. AKP hukukunda savunmanlık, avukatlık değersizleşmiştir. Hukuk piyasalaşmıştır. Ve bu düzenekten en çok avukatlar ziyan görmeye başlamışlardır.
İkincisi bu piyasalaşmanın da direkt bir sonucu olarak artık avukatlarda da görmeye başladığımız yoksulluktur. Bugün Avukatlar Sendikası’nın yaptığı bir çalışmaya nazaran bilhassa personel avukatların taban fiyat aldıkları, kimilerinin minimum fiyattan de düşük çalıştırıldıklarını görüyoruz. Avukatlık mesleğinin değersizleştiği, yargının AKP hukukunun bir aparatı, bir sopası haline geldiği bir durumda meslektaşlarımızın geleceklerini öteki bir ülkede arama sayısı giderek de artacaktır.
AKP HUKUKU YERİNE EŞİT, ÖZGÜR, ADİL BİR SİSTEM KURULABİLİR: Bunun karşısında Türkiye Komünist Hareketi olarak bizim kelamımız şudur: Bugün AKP hukukunun yerine bu ülkede eşit, özgür, adil bir sistem elbette ki kurulabilir. Bu çaba yalnızca emekçilerin, işçilerin, bayanların uğraşı değil tıpkı vakitte 21 yıllık AKP iktidarından en az onlar kadar ziyan gören meslek kümeleri yani bunların içerisinde avukatlar da var. Hukukçuların da bu uğraş içerisinde yer almalarıdır. En fazla hukukçuların yer almalarıdır. Zira bu yargı sopası en fazla hukukçuların, avukatların başına vurulmuş bir sopadır.
PARTİ OLARAK DAVETİMİZ, UĞRAŞIN DAHA FAZLA VERİLMESİDİR: Bizim parti olarak davetimiz bu uğraşın bu sistemden, bu sonuçlardan rahatsız olanlar açısından daha fazla verilmesidir. Ben de meslektaşlarıma birebir vakitte bir avukat olarak, meslektaşlarıma bu çağrıyı yapıyorum. Ülkemizde göç edeceğimiz değil, içinde memnunlukla yaşayacağımız, kimsenin kimseyi sömürmediği, adaletin ana kural olduğu bir tertip mümkündür.”